[ad_1]
İş dünyası temsilcilerini bir araya getiren TİSK toplantısına katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, buradan Türkiye ekonomisi için oluşturulan hedefleri, bütçeden ayrılan kaynakları ve enflasyon hedefini aktardı.
ensonhaber.com
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından düzenlenen “Birlikte Daha Güçlü Bir Gelecek Zirvesi”ne katıldı.
TİSK’in ev sahipliğinde gerçekleşen “Birlikte Daha Güçlü Bir
Gelecek Zirvesi”, Cevdet Yılmaz’ın yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ve Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla yapıldı.
Cumhuriyetin 100. yıl dönümünün pazar günü şanla ve şerefle kutlayacaklarını ifade eden Yılmaz, Cumhuriyetin, 100 yıllık büyük bir birikime sahip olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, buradaki konuşmasında “Enflasyonda 2026’da tek haneli rakamları hedefliyoruz” mesajı verdi.
“İşçi ve işverenlerimizi güçlendirmeye, ülkemizin çalışma hayatına katkı sağlamaya devam edeceğiz”
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun düzenlediği toplantıda iş dünyasının temsilcileriyle bir araya geldiklerini ifade eden Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
Sosyal diyalog ve istişare kültürümüzün daha da gelişmesi adına, bundan sonraki süreçlerde de paydaşlarımızla bir araya gelmeye, işçi ve işverenlerimizi güçlendirmeye, ülkemizin çalışma hayatına katkı sağlamaya devam edeceğiz. Türkiye’nin potansiyeline inanan, ülkemizin aydınlık geleceğine yatırım yapan tüm iş insanlarına, yeni nesil bir sendikacılık anlayışıyla istişare zemini oluşturan, ülkemizin ekonomisine ve istihdamına önemli katkılar sunan TİSK ailesine teşekkür ediyorum.
“Enflasyonda 2026’da tek haneli rakamları hedefliyoruz”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ekonomi yönetiminin hedeflerini şu sözlerle aktardı:
Siyasi ve politika belirsizliklerinin ortadan kalktığı, öngörülebilirliğin artığı bir döneme girmiş durumdayız. Politika dokümanlarındaki temel önceliklerimiz, afetlerin yaralarını sarmak ve ülkemizi yeni risklere hazırlamak, fiyat istikrarını sağlamak, büyümeyi ve istihdamı devam ettirmek, sosyal refahı korumak. Bu dört temel öncelikle hareket edeceğiz.
“Ön görülebilir olmak kalkınma için son derece önemli”
Yılmaz, ekonomide belirsizliğin en alt düzeyde olması gerektiğini belirterek, belirsizliğin olduğu yerde ekonomik gelişmelerin büyük darbe yediğini söyledi. Ön görülebilirliğin olmasının ve belirsizliğin giderilmesinin ekonomik gelişme ve kalkınma için son derece önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin genel seçimleri sonuçlandırması ve sonrasında hükümetin politika dokümanlarını kamuoyuyla paylaşmasıyla bu konuda önemli adımların atıldığını vurguladı.
“Program ve bütçelerle belirsizlikler ortadan kalktı”
Orta Vadeli Program, 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile Cumhurbaşkanlığının 2024 Yılı Programı ve Bütçesiyle politika belirsizliklerinin ortadan kaldırıldığını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
Siyasi ve politika belirsizliklerinin ortadan kalktığı, öngörülebilirliğin artığı bir döneme girmiş durumdayız. Politika dokümanlarındaki temel önceliklerimizi hatırlatmak istiyorum. Önümüzdeki orta vadeye baktığımız zaman dört tane temel önceliğimiz var. Birincisi, afetlerin yaralarını sarmak ve ülkemizi yeni risklere hazırlamak. İkincisi, fiyat istikrarını sağlamak, makro ekonomik istikrarı sağlamak ve enflasyonda yeniden tek haneli rakamlara dönmek. Üçüncüsü, bunları yaparken büyümeyi ve istihdamı devam ettirmek, resesyona girmeden bunları başarmak. Dördüncüsü ise bütün bunları insanımız için yaptığımıza göre, bütün bu süreçlerde sosyal refahı korumak, dengeli bir şekilde bu süreci yönetmek. Dolayısıyla bu dört temel öncelikle hareket edeceğiz.
“Depremin yaralarını sarmak için bu yıl bütçede 762 milyar lira kaynak ayırdık”
Depremin yaralarını sarmak için bu yıl bütçede 762 milyar lira kaynak ayırdıklarını bildiren Yılmaz, gelecek yıl bu rakamın 1 trilyon 28 milyar liraya, ortada vadede ise 3 trilyon liranın üzerine çıkacağını vurguladı.
Marmara Bölgesi başta olmak üzere afet risklerini azaltıcı harcamaların da planlandığını ifade eden Yılmaz, afet risklerinin azaltılmasının büyük bir dönüşüm gerektirdiğini, bu konudaki çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Kararıyla Kentsel Dönüşüm Başkanlığı oluşturulduğunu anımsatan Yılmaz, Kentsel Dönüşüm Kanunu’nun da yakın zamanda Meclis’te yasalaşacağını bildirdi.
Yılmaz, fiyat istikrarı konusunda çok yönlü politikalarla hareket ettiklerini bildirerek, Merkez Bankasının güncellenmiş para politikaları ile etkin bir şekilde görevini yaparken, maliye politikalarıyla da buna destek olduklarını dile getirdi.
“Enflasyonda 2026’da tek haneli rakamları hedefliyoruz”
Yapısal reformlarla da tahkim edilmiş şekilde fiyat istikrarını ve makro ekonomik istikrarı güçlendirmeye dönük politikalarının devam edeceğini vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:
2026’da tek haneli rakamları hedefliyoruz. Gelecek yıldan itibaren bir düşüş seyri var. Gelecek yılın ortalarından itibaren enflasyondaki yıllık düşüşleri, politikalarımızın sonuçlarını görmüş olacağız. Aylık bazda daha önceden bu etkiler görülecek. Yıllık bazda da gelecek yılın ortalarından itibaren daha net bir şekilde dezenflasyonist süreci görmüş olacağız. 2026 ile de tek haneli rakamlara ulaşmayı düşünüyoruz.
“Yatırımdan, ihracattan kaynaklanan bir büyüme olacak”
Yılmaz, 2020-2022 döneminde dünyanın yüzde 7 büyüdüğünü ama söz konusu üç yıl içerisinde Türkiye’nin büyümesinin yüzde 20 civarında olduğunu belirterek, bu süreçte Türkiye’de istihdamın 6 milyondan fazla arttığını, ihracatın 255 milyar dolara yükseldiğini söyledi. Kamu ve özel sektör işbirliğiyle bunların başarıldığını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:
Türkiye büyümeye devam edecek. Orta vadede bir miktar tarihi büyüme ortalamasının altında olacak ama istikrarını sağlarken büyümesini de sürdürecek. Bazen ekonomistler, ‘hem enflasyonu düşürüp hem büyümeyi nasıl sağlayacaksınız?’ diye soruyorlar. Ders kitaplarına bakarsanız hakikaten bu zor ama pratikte bunlar mümkün. Güven ve istikrarı pekiştirdiğiniz zaman, doğru bir büyüme kompozisyonu oluşturduğunuz zaman bunu yapabilirsiniz. Nitekim, Orta Vadeli Programımızda şunu öngörüyoruz; büyüme ağırlıklı olarak yatırımdan, ihracattan kaynaklanan bir büyüme olacak. Tüketimi de tabii ki belirli bir dengede sürdürürken asıl büyümeyi üretimle, ihracatla sürdürme perspektifi var. Bu da bu toplantıya katılanlarla ilgili bir perspektif. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde büyüyeceğiz ve nitelikli bir şekilde büyüme gayretinde olacağız.
300 milyarlık ihracat hedefi
İhracatımızı dönem sonunda 300 milyar doların üzerine çıkartmayı düşünüyoruz. Bu yıl milli gelirimiz 1 trilyon doları aşacak. Kişi başı gelirimiz 12 bin doları aşmış olacak. 2026’da ise öngördüğümüz 14 bin 800 dolar kişi başına gelir. Cumhuriyetin 100. yılına, Türkiye Yüzyılı’na da bu yakışır. Yüksek gelirli ülkeler ligine alt sıralardan da olsa adım atmış olacağız. Daha sonra gidecek çok yolumuz var.
[ad_2]